24 Ekim 2014 Cuma

Tiyatro meraklılarının Narnia'sı: Refik Ahmet Sevengil Tiyatro İhtisas Kütüphanesi

"Ankara'nın nesi güzel?" diye bilmiş bilmiş soranlara verilebilecek en güzel örneklerden biriyle başlamak büyük bir mutluluk. Ankara'nın kültür ve sanat konusunda sayılı ve köklü kaynaklarından biri olan Devlet Tiyatroları'nın Türkiye'de bir ilki gerçekleştirip hizmete sunduğu Refik Ahmet Sevengil Tiyatro İhtisas Kütüphanesi, Ankara'da yaşamayı harika kılan sağlam bir neden.




2004 yılında üniversite eğitimim için Ankara'ya geldim ve çok geçmeden tiyatroları takip etmek benim için vazgeçilmez bir uğraş oldu. Tiyatroların maalesef fazla popüler olmadığı bir dönem vardı, tahminen 2008'e dek. Fazla popüler olmamasından kast ettiğim şu, oyunlar yine oldukça dolu salonlara oynanıyordu ancak bilet bulmak bugünkü kadar zor olmuyordu. Bu nedenle, öğrencilik dönemimde var olan boş zaman elverdikçe oyunları bir yahut birkaç kere izler, aldığım broşürleri ve biletleri biriktirir, hatta "keşke bir müze olsa da, benim gibi müdavimler eski afişleri, oyun broşürlerini, hatta varsa oyun görüntülerini inceleme imkanı bulsa" der dururdum kendi kendime. Gel zaman git zaman; okul sonrası bir yandan eğitimimi sürdürme, öte yandan çalışma çabaları içindeyken, haberini ilk aldığımda "Gerçekten hayalini kurduğum, gerçekleşmesinden ülkem adına gurur duyduğum proje." diye not düşmüşüm.



Kütüphanenin açılış davetiyeleri




20 Haziran 2011 tarihinde bugün Küçük Tiyatro ve Oda Tiyatrosunun da bulunduğu Evkâf Apartmanının en üst (ve manzarası en şahane) katında Refik Ahmet Sevengil Tiyatro İhtisas Kütüphanesi, hem tiyatro ile akademik anlamda ilgilenenler, hem de meraklı seyirciler için hizmete girdi. Birkaç ay sonra da ilk ziyaretimi gerçekleştirdim. O zamandan bu yana içeriğini fazlasıyla geliştiren, insanın girdiğinde çıkmak istemeyeceği bu güzel kütüphanede ziyaretçileri neler bekliyor, bunlardan bahsetmek istiyorum.

Evkâf Apartmanı'na ilk girdiğinizde kütüphaneye geldiğinizi belirtiyorsunuz. Bir kimlik karşılığı ziyaretçi kartınızı aldıktan sonra, isterseniz merdivenleri ağır aksak tırmanın, isterseniz de tarihi asansörü kullanarak kütüphaneye çıkın. En üst katta kapının hemen yanındaki pencereden Anıtkabir'in de bulunduğu harika bir manzara görüp gülümseyeceksiniz. Yavaşça kapıyı açıp girdikten sonra, sizi karşılayan görevliyle konuşup içeriye geçebilirsiniz. Geçer geçmez de "burası benim evimmiş meğer" diyebileceğiniz sıcak ve samimi bir çalışma salonu göreceksiniz.

Ziyaretlerimden birinde kütüphaneye dair detaylı bilgi edinme fırsatı bulmuştum, bu konuda da kütüphanenin sorumlusu Vuslat hanım sorularımı yanıtlama konusunda sabırla yardımcı olmuştu, teşekkürlerimle belirtmeden geçmeyeyim. Kütüphane, kullanıcılarına 3 ana hizmet sunmakta. Bunlardan ilki, bünyesinde bulunan geniş kitap koleksiyonu. Tiyatro tarihi, dramaturji, kitaplaşmış akademik çalışmalar (tezler hariç), edebi kuruldan geçmiş oyun metinleri ile tiyatroya dair yabancı dillerde bulunan çeşitli kaynaklar araştırmacıların kullanımına sunulmuş. Kapalı raf sistemi ile arama yapılabiliyor, kaynaklar da kütüphane içinde kullanılabiliyor. Oyun metinlerinin fotokopilerini alma işlemi, buradaki koleksiyon içinden katalog taraması yapmak ve arşivden fotokopisini almak şeklinde gerçekleşebiliyor. Akademik alanda araştırma yapmak ya da beğendiği oyunun metnini okumak isteyenler için sağlam bir birikim içeriyor burası.


Tiyatro ihtisas kütüphanesinin sunduğu ikinci hizmet ise, eski sezonlarda temsilleri bulunan oyunların dijital ortamda bulunan fotoğraf/afiş/müzik ve görüntü arşivi. Kütüphane içinde bulunan 4 bilgisayarda, eskiden sahnelenmiş oyunlar hakkındaki gazete kupürlerinden oyun kadrosuna kadar tüm ayrıntıları bulabileceğiniz bir veritabanı var. Bunun bir kısmı, kütüphane dışına da açık. Ancak oyun videolarının  tamamını izlemek kütüphane içinden mümkün oluyor. Eski temsillerin video kayıtları, 90'lı yıllardan itibaren kaydedilip arşive aktarılmış. Güncel sezon oyunları ise, oyunun temsil süresi bittikten sonra arşive eklenmekte imiş. Gerçi bu güne gelene dek, arşivde bulunan bol miktarda videoyu izleyip bitirmek ömür ister sanırım. ancak eskinden izlediğiniz, gözünüzde hayli değerli olan bir oyunu burada yeniden izlerken oyunla ilgili daha ince ayrıntıları da keşfetmek mümkün. Bilgisayar başında durmaktan sıkılmayan, tiyatronun da delisi olan biri için mabet gibi bir yerde nadir bulunur bir hizmet özetle.

Bu kütüphanede bulunan üçüncü güzellik ise, bir sahne dekorunu andıran tasarımıyla minicik bir kafeterya. Oyun izlerken ya da çalışırken kısa bir çay/kahve molası vermek için oturup soluklanabileceğiniz bir yer. Sanırım kütüphaneyi küçük bir ev gibi samimi yapan unsur burası.

Ortamı, dekorasyonu, rahatlığı, renkleri, kitaplığı, metin arşivi, hiçbir yerde göremeyeceğiniz sayı ve çeşitteki broşürler, tiyatroya dair dergi ve süreli yayınlar, güler yüzlü çalışanları, içerideki küçük kafeteryası ve inanılmaz oyun arşiviyle; tiyatroyu meslek ya da ilgi alanı olarak gören herkes için vazgeçilmez bir mekan burası. Büyük kapının ardındaki Narnia gibi desem, teşbihte hata olmaz sanırım. Bu kütüphanenin sayesinde, vakit buldukça uğrayıp saklanmak, kaynaklara gömülmek, hatta eski bir oyunun müziklerini dinleyip kişisel geçmişlere doğru hayallerde kısa bir yolculuğa çıkmak; bütün bunlara sahne olduğu için de Ankara'yı bir kez daha sevmek mümkün oluyor.

Not: Kütüphane, hafta içi 09.00 ile 19.00 saatleri arasında kullanıcılara açık oluyor.

Fotoğraflar: Efe Karabulat

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder